Sunuş (45)

Bismillahirrahmanirrahim Rabbi zidni ilmen ve fehmen

Ekim ayına girdik. Eylül’de derlenip toplanıp bir araya gelen insanların fasıla vermeden ekim işlemine başlamaları gerekir. Doğruyu ekmeyen yanlışı biçmeye müstehaktır. Öyle bir aleme gideceğiz ki ‘ne ekersek onu biçeceğiz’. Herkes çalıştığının karşılığını alacaktır.53/39

Belki dünyada bazı zevat ekmeden biçme gayreti içinde. Sömürgecilikleriyle bunda başarılı olabiliyorlar. Ama ya ahirette… Ya sömürülmeye boyun eğenler… Hem dünyada zillet içerisinde yaşarken hem de ahirette azaba düçar olurlar. “Biz tasallut altındaydık, bizi bunlar saptırdı, demeleri kendilerine bir fayda sağlamaz.” 4/97,7/38

İşlerin kötü gittiği bir dünyada, değiştirmemiz gerekenleri ve değiştireceğimiz kimseleri iyi bilmemiz gerekiyor.

“Ey peygamber müminleri kıtale teşvik et. Eğer sizden sabreden yirmi kişi olursa iki yüzü yenerler. Sizden yüz kişi olursa kafirlerden bin kişiyi yenerler. Çünkü kafirler, anlamaz bir topluluktur.”8/65

İşte böyle, Allah’ın insana bağışladığı fakat kuvveden fiile geçirmeyen veya geçirmeyi ihmal ettiği nimetler zamanla körelmeye mahkumdur. Toprağa atılan tohumun yeşermemesinin akabinde çürüyüp fosilleşmesi gibi…

Evet, belki ekme fiilini gerçekleştiriyoruz akabindeki bakımı, titizliği gösteremeyince işler kesat gidiyor.

Mehmet Pamağın tespitinde olduğu gibi: “müesseseleri Allah rızası için kurdular. Fakat daha sonra Allah’ın dinini müesseseleri için feda ettiler.” Durum böyle gelişince dünyanın da, ahiretin de kat kat azabına düçar olunuyor. 17/73,74

Bu işlevle ilerleyen müesseseleri, kişileri lütfen uyarın. Uyarın ki yanlışlarıyla hesap gününe gitmesinler. İnsanın ektiğinin hüsranla sonuçlanması kadar ızdırap veren bir şey olamaz herhalde.

Ekim ayında da Nida bahçemize güzel ağaçlar dikmeye çalıştık. Meyvelerini toplamak da size düşüyor. Ruhlarını ilimle besleyenlere afiyet olsun.

“Okuyucu, yazılı metinlerden kendisi için besleyici olan özü süzüp almak, geriye kalana posa işlemi uygulamak gibi bir tutuma sahip olmalı.” İ. Özel

Okurken siz de üretmeye çalışın. Elinizdeki kağıda kalemle bir şeyler yazıp bizlerle paylaşın. Her zaman söylediğim gibi, ‘yazabildiğince, yaşayabildiğince yaşamalı, zira; hayat kısa…’

Düşünce ve duygularınızın paylaşıldığı Nida’ya sizleri de bekliyoruz.

Gelecek ayda sizlerle beraber olmak ümidiyle dergimizi okumaya davet ediyoruz.

‘Ben tek başıma ne yapabilirim’ deme. Yapman gereken işleri ihmal etme. Önce bunları satın alacaksın, gücün yoksa alabilecekleri ikna edeceksin. Ona da gücün yoksa dergiye yazacaksın”(Hedefe yürürken, R. Ş. Apuhan)

Allah’a emanet olun.