Vaziyet

başlamaya hasretli dilim
ötelerden belletilene köprüsün
çaktın kibriti lazım değil ruh
elinde eksik tarif
önünde müşkül bir yol

kalbimin ortasından dilimin ucuna kıvranan
geldiğin gibi olmuyorsun hiç
senden değil bu elbet
rahat ol
şamar oğlanı zaman

çizgilerden dalgaya yol alışında cezbe
hani bentlere damarlı bileklerle tokmak
deyişindeki o ergenlik
kükreyen suskunluk
senin suçun yok bunda
her şeyi yapan ahir zaman

çağa fısıldamak için
mirasınla meydandasın işte
ilanlarda yazan eşsiz düello
şakırdayan sahte madalyalar
kalakalmışsın orta yerde
şahadet parmağında çatlak

diyorsun çıksa şimdi bir hamza
okusa bilal bir ezan
ilmin kapısı zaten ali
çözülse bütün düğümler
bir rahat etse Allah’tan
şu ölü toprağı serpilenler

olmaz büründüğün yabancı esvap
ağzını tıkayan ferman
böyle kiralık düşlerle
sabah akşam içtihad kapısı önünde
deyip durduğumuz değil mi sen söyle
açıl susam açıl

çağın haramisi misin
nerede toprağını depreştiren
can suyu akıtacak gözler
ekinleri göğerten dalları yeşerten
o hikâyeler ki sonu güzel biten
kahramanı filan değilsin sen

gerçek dosta acı söze merhaba
çok uzaklarda umut için bismillah
adanmışlara söz değmez
en hasından şiir yetmez
lakin neylesin şiir
say meramı vaziyet namına

Bunları da sevebilirsiniz